Onun adı Sciaena Umbra,
Marmara denizi ile Karadeniz kıyılarında yerleşip yuva kuran bir balıktır. Evet yuva kurar, kayalık bölgelerdir yuvaları. Yerleştikleri ufak mağaralarda nesiller boyu yaşayıp göç etmeyen bir balıktır. Sadece geceleri çıkar yuvasından avlanmak için. Karanlıkların efendisidir, Kayalıklarda yaşayan ufak karidesler, yengeçler, deniz kurtları, balık yavruları, hatta midyeler zengin menüsünün parçasıdır Eşkina'nın... Denizin altınıdır, görenler bilir 24 ayar altın kadar parlaktır pulları. Altın kadar da kıymetlidir aslında, balıkçı lokantalarının en kallavi müşterilerine o da ancak denk gelirse servis edilir. Karadeniz'de ve Marmara'da hemen her sahilde ismi değişir. Eşkina, İşkina, Eşkine, Mavreşkin, Mavruşgil, Karakoza, Lendenoz, Kaya levreği, Taş balığı.. Taş balığı denmesinin sebebi iki türlüdür, Birincisi her zıpkıncının daldığı taşın altında bir Eşkina vurma ihtimalinin olması zıpkıncılar arasında taş balığı diye anılmasına sebep olur. İkinci ve daha önemli olan sebebi ise; alternatif tıpta, balığın kafa tasında yer alan iki adet taşın, böbrek hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor olmasıdır. Gerek tıbbi, gerek maddi sebepler bu balığın neslinin hızla tükenmesine ve yok olmaya başlamasına sebep olmuştur. Bir diğer sebepte çoğunlukla trolcülük, çevre düzenlemesiyle doldurulan sahil kesimleri, çevre kirliği, denetimsiz avcılık, bu yuvalanması ve çoğalması zor, neslini sürdürme mücadelesi veren altın balığın artık iyice yok olmasına sebep olmuştur. 2006 yılından beri kanunla koruma altına alınan ve belirli yıllarda resmen yasaklanan Eşkina avcılığı, azda olsa kısa sürede tekrar yuvalarda hareketliliğe sebep olup nesillerin kısmen de olsa güvence altına alınmasını sağlamıştır. Fakat kuralların denetimsizliğinden faydalanan bilinçsiz ve özellikle art niyetli avcılar gerek gece dalışları, gerekse küçük ticari balıkçı teknelerinin kıyılarda attığı fanyalı ağlar halen bu narin ve nadir balığın çoğalmasında büyük engeldir. Siz siz olun 1kg ve 30cm altında olan tuttuğunuz bütün delikanlı Eşkinaları çoğalmaları için tekrar yuvasına gönderin. Belki de bu hareketiniz sayesinde önümüzdeki uzun yıllar tutacağınız bütün Eşkinaların teminatını yapmış olursunuz, kim bilir... Bugün koruduğunuz her balık, aslında sizin yarınınızdır asla unutmayın....
Mesut Yıldırım
Marmara denizi ile Karadeniz kıyılarında yerleşip yuva kuran bir balıktır. Evet yuva kurar, kayalık bölgelerdir yuvaları. Yerleştikleri ufak mağaralarda nesiller boyu yaşayıp göç etmeyen bir balıktır. Sadece geceleri çıkar yuvasından avlanmak için. Karanlıkların efendisidir, Kayalıklarda yaşayan ufak karidesler, yengeçler, deniz kurtları, balık yavruları, hatta midyeler zengin menüsünün parçasıdır Eşkina'nın... Denizin altınıdır, görenler bilir 24 ayar altın kadar parlaktır pulları. Altın kadar da kıymetlidir aslında, balıkçı lokantalarının en kallavi müşterilerine o da ancak denk gelirse servis edilir. Karadeniz'de ve Marmara'da hemen her sahilde ismi değişir. Eşkina, İşkina, Eşkine, Mavreşkin, Mavruşgil, Karakoza, Lendenoz, Kaya levreği, Taş balığı.. Taş balığı denmesinin sebebi iki türlüdür, Birincisi her zıpkıncının daldığı taşın altında bir Eşkina vurma ihtimalinin olması zıpkıncılar arasında taş balığı diye anılmasına sebep olur. İkinci ve daha önemli olan sebebi ise; alternatif tıpta, balığın kafa tasında yer alan iki adet taşın, böbrek hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor olmasıdır. Gerek tıbbi, gerek maddi sebepler bu balığın neslinin hızla tükenmesine ve yok olmaya başlamasına sebep olmuştur. Bir diğer sebepte çoğunlukla trolcülük, çevre düzenlemesiyle doldurulan sahil kesimleri, çevre kirliği, denetimsiz avcılık, bu yuvalanması ve çoğalması zor, neslini sürdürme mücadelesi veren altın balığın artık iyice yok olmasına sebep olmuştur. 2006 yılından beri kanunla koruma altına alınan ve belirli yıllarda resmen yasaklanan Eşkina avcılığı, azda olsa kısa sürede tekrar yuvalarda hareketliliğe sebep olup nesillerin kısmen de olsa güvence altına alınmasını sağlamıştır. Fakat kuralların denetimsizliğinden faydalanan bilinçsiz ve özellikle art niyetli avcılar gerek gece dalışları, gerekse küçük ticari balıkçı teknelerinin kıyılarda attığı fanyalı ağlar halen bu narin ve nadir balığın çoğalmasında büyük engeldir. Siz siz olun 1kg ve 30cm altında olan tuttuğunuz bütün delikanlı Eşkinaları çoğalmaları için tekrar yuvasına gönderin. Belki de bu hareketiniz sayesinde önümüzdeki uzun yıllar tutacağınız bütün Eşkinaların teminatını yapmış olursunuz, kim bilir... Bugün koruduğunuz her balık, aslında sizin yarınınızdır asla unutmayın....
Mesut Yıldırım
Yorumlar